Öğrenme güçlüğü olarak da adlandırılan disleksinin belirtileri genellikle okuma, yazma (disgrafi), konuşma, dinleme, akıl yürütme ile matematik yeteneklerinin (discalculi) kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren kişisel-sosyal, dil-bilişsel, ince motor alanlarda yaşıtlarından gerilikle karakterize bir öğrenme bozukluğudur. Kelimenin kökü Yunanca olup kelime kullanmada güçlük yaşama anlamını taşımaktadır.
Disleksili bireylere dislektik denir. Disleksinin nedenleri kalıtsal doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası nedenlere dayanmaktadır. Disleksi hastalığı çocuklar ve yetişkinlerde görülebilen hastalık olup çocuklarda genellikle okul çağında fark edilir. Bu hastalıkta beynin bilgi işleme süreci farklılıklar taşımaktadır.
Bu bireyler genellikle çevreye uyum sorunu, odaklanma sorunu (dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ile karakterize disleksililerde daha belirgindir), davranış problemleri, özgüven sorunları yaşayan kişilik özellikleri ile karakterize olabilirler. Burada önemli olan kişinin rahatsızlığının düzeyi ve dış çevrenin kişiyi olduğu gibi kabul edip etmemesidir. Zamanla içine kapanan, özgüvenini kaybetmiş, dışlanma v.b. gibi dış çevre kaynaklı hatalar nedeniyle kendilerini işe yaramayan, sorunlu ve asosyal kişiler olarak kabul edip mücadele etmeyi bir kenara bırakıp sosyal bir problem halini alabilirler.
Halbuki Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Can Dündar, Edison gibi ustaların, dahilerin hastalığı olan disleksi aile, psikolog, öğretmen ve sosyal-çevre ile birlikte sıkıntıları en aza indirilebilecek bir hastalıktır.
Disleksi ve disleksiye bağlı oluşan öğrenim zorluğu, öğrenim güçlüğü gibi sorunların yüzde yüz tedavisini sağlayacak bir tedavi yöntemi yoktur.
Beslenme şekli, dislektikle olan diyalog biçimi, özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri, ailenin tutum ve davranışları, dislektiklik düzeyi gibi faktörler tedavide başarıyı sağlayan ilk unsurlar olarak akla gelmektedir.
Beslenme şekli disleksillerin avantaj sağlayabileceği bir unsur olup ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişler konsantrasyon ve dikkat etkinliği sağlayacağından günlük olarak tüketilmesi gereken besin grubunu oluştururlar.
Disleksi tedavisinde başarıyı sağlayan en önemli unsurlardan biriside etkilenim düzeyidir. Dil-konuşma, kişisel-sosyal motor gelişim gibi alanlarda bir ya da birkaç alanın birden etkilenmesi dislektik bireyin karşılaşacağı sıkıntı yoğunluğunu belirleyen unsurlardır. Tedavide nedene göre tedavi ilkesi gereğince hareket edip sonuca ulaşmaya çalışılmalıdır.
Yine özel eğitim hizmetleri çerçevesinde dislektik bireyin uzman kişilerle birebir alacağı dersler ile açığını hızla kapatması mümkündür. Ülkemizde özel eğitim ve rehabilitasyon hizmetleri yetkili hastanelerden alınan özürlü sağlık kurulu raporu çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Rehberlik Araştırma Merkezleri tarafından düzenlenen eğitsel tanı raporu ile alınan ücreti devlet tarafından karşılanan bir hizmettir.
Unutmayın disleksi bir zihinsel engel değildir. Beynin bilgi işleme süreçlerindeki farklılıktır.